Arda Metinlier

      Hakan Fidan, MİT Başkanlığı zamanında dosta güven veren düşmana korku salan, muhalefet seçmeninden bir çoğunluğun bile sempatisini kazanabilen AKP'li nadir bir isim. Peki nasıl oluyor bu? Öbür AKP'li devlet görevlileri, gerek sürekli basın karşısında olmalarıyla gerek devlet makamlarında olmalarına rağmen AKP propagandası yapmaya devam etmeleriyle öne çıkıyorlar. Hakan Fidan ise "devletin beyni" diyebileceğimiz çok önemli bir makamın başında bulunmasıyla birlikte diğerlerinin aksine kendisinde AKP çığırtkanlığı bulunmamakta. MİT Başkanlığı'nın da bir gerekliliği olan suskunluk ve kendisinin tam bir görev adamı olması, halkın kendisini bir AKP'lid en çok "devlet" olarak görmesini sağlıyor. Ayrıca basın karşısına çıkmaması ve sosyal medya kullanmaması, işini devlet makamına yakışır bir ciddiyetle yaptığını gösteriyor. Bu noktada görüyoruz ki, muhalefetten ekseriyetin bile güvenini kazanabilen neredeyse tek insan olmasının sebebi makamına part...

     Bir süredir aklımda bir soru olan "Türk Milliyetçiliği nereye evriliyor?" sorusuna cevap aramaya karar verdim. Hiç şüphesiz, yaptığım gözlemlere göre yeni nesillerin ilgi odağı ve benimsediği ideoloji "Seküler Türk milliyetçiliği" veya "seküler Tükçülük" olarak görülüyor. Ben de dahil, eski nesillerin yarattığı Türk-İslam sentezi bazlı oluşturulan Türk milliyetçiliği yeni nesilleri rahatsız etmekte. Bunun sonucu olarak kısa bir sürede hızlı bir yükselişe geçen seküler Türk milliyetçiliği ve Ziya Gökalp'in ilkelerine dayanan Atatürk'ün pratiğe döktüğü milliyetçilik çizgisi yeni nesillerin ortak uzlaşı noktası oldu. Bu noktada ortak bir fikir olarak benimsenen seküler Türkçülük fikrinin temelleri ve "ülkücülük" tabanlı Türk-İslam sentezinden ayrımları net bir şekilde oluşturulmuş değil. Bu vesile ile kendimce ufak ve geliştirme aşamasında olan bir çalışma yapmaktayım. Bu çalışmada amacım seküler Türkçülüğe biraz daha somutluk getirmek,...

      Sosyalizm tam olarak nedir? Bu yazıda sosyalizme teorik olarak değinmek yerine mantıksal bir akıl yürütmeyle pratik açıdan ele alacağım.  Temel olarak bilgi seviyeleri ve iletişimsel becerileri geri kalmış insanların eğer aileden kalma da bir ekonomik gücü de yoksa kendi iş gücünü satmaktan başka çareleri kalmaz. Bunlar tarlası olanın tarlasında çalışmak, bir fabrikatörün fabrikasında çalışmak, inşaat şirketi olanın inşaatında çalışmak veya şirketi  olanın şirketinde çalışmak olabilir. Sosyalizm ve m arksizmde ise bu patron-işçi ilişkisi dolayısıyla durumdaki eşitsizlik seviyesi patron sınıfına karşı bir kin ve nefrete dönüşür ve proletarya yani işçi sınıfının dikt a t o ryasında bir eşitlik ve özgürlük ortamı oluşacağı düşünülür. İşin içinde kin, nefret ve eşitsizliğe karşı bir tahammülsüzlük bulunduğundan oldukça duygusal bir ideolojidir. Aslında ideoloji içinde hala bir dikt a t or ya bulundurduğundan tam bir eşitlik ve özgürlük söz konusu olamaz. Düşü...