Komünizm ve Sosyalizm neden bir hayal?

 

    Sosyalizm tam olarak nedir? Bu yazıda sosyalizme teorik olarak değinmek yerine mantıksal bir akıl yürütmeyle pratik açıdan ele alacağım. Temel olarak bilgi seviyeleri ve iletişimsel becerileri geri kalmış insanların eğer aileden kalma da bir ekonomik gücü de yoksa kendi iş gücünü satmaktan başka çareleri kalmaz. Bunlar tarlası olanın tarlasında çalışmak, bir fabrikatörün fabrikasında çalışmak, inşaat şirketi olanın inşaatında çalışmak veya şirketi olanın şirketinde çalışmak olabilir. Sosyalizm ve marksizmde ise bu patron-işçi ilişkisi dolayısıyla durumdaki eşitsizlik seviyesi patron sınıfına karşı bir kin ve nefrete dönüşür ve proletarya yani işçi sınıfının diktatoryasında bir eşitlik ve özgürlük ortamı oluşacağı düşünülür. İşin içinde kin, nefret ve eşitsizliğe karşı bir tahammülsüzlük bulunduğundan oldukça duygusal bir ideolojidir. Aslında ideoloji içinde hala bir diktatorya bulundurduğundan tam bir eşitlik ve özgürlük söz konusu olamaz. Düşünülen sistem içinde potansiyel yükselme eğilimi güdenleri eşit olmak pahasına aşağı çekmek söz konusudur. Yükselme potansiyeli bulunan insanlarda ise bencillik ve manipülatif iletişim oldukça yaygındır. Bu yüzden bu insanların başını narsist bireyler çeker. Çok basit bir örnek verebiliriz. Kreşe yeni başlamış çocukların bazıları oyuncaklarını diğer arkadaşlarıyla paylaşır. Bazıları ise o oyuncağı sahiplenme eğilimindedir ve başkalarıyla paylaşmak istemez. Narsist, yükselme ve güç hırsı olan bireyleri ise durdurmak zordur. Sosyalist bir rejim altında her ne kadar eşit seviyede tutulmak istense de bu bireyler daha fazlasını elde edebilmek için her yola başvuracaktır. Bu nedenle her şeyin başında hırsızlık, dolayısıyla suç oranları artar. Sivri zekalarını ve insan ilişkilerini iyi kullananlar ise otorite yani devlet içindeki ayrıcalıkları kullanarak daha fazlasını elde etmeye çalışır ve çoğunlukla elde eder de. Bunu önlemek için devlet yönetimini de halkla eşit seviyeye indirmeye çalışmak ise devletin yani otoritenin yok olmasına dolayısıyla anarşizme yol açacaktır. Anarşizmin ortaya çıktığı durumlar ise narsist ve manipülatif karakterli kişiler için büyük bir avantaj olacak ve kendi otoritelerini kurabilieceklerdir. Bu nedenle birden fazla otorite ortaya çıkacak devamında ise otoriteler arası savaş başlayacaktır. Sosyalist rejim altında halkta eşitliği yaratmak için bu karakterli insanları baskılamak gerekecektir. Bunun sonucunda da tekrar ortaya baskıcı bir yönetim sistemi ortaya çıkacaktır. Sosyalistlerin ve marksisterin hayalindeki özgürlük ortamı ortadan kalkacaktır. Bu durum, çoğu sosyalistin ağzından düşürmediği ve nefret güttüğü faşist yönetimlerden farkını ortadan kaldıracaktır. Zaten en faşist ve baskıcı olarak görülen rejimlerden biri olan nazi rejimine baktığımız zaman asıl ideolojileri nasyonel sosyalizmdir. Yani etnik milliyetçi bir sosyalist rejimdir. Faşist İtalya’nın lideri Benito Mussolini’ye baktığımız zaman da biyografisini okuduğumuzda ilk başta sosyalist ideolojiyi benimsediğini görmekteyiz. 

    Sosyalist rejimlerin en büyük örneklerinden Sovyetler Birliği’ne baktığımız zaman da özellikle Stalin döneminde halkı eşitlik adı altında minimum refah seviyesinde tutan baskıcı bir rejimle karşılaşmaktayız. Bunun yanında Marksizmin içinde bulunduğu dinden uzaklaşma ideolojisi hiçe sayılıp Ortodoks Sosyalist sistemi uygulanmıştır. Öbür yanda Küba’daki sosyalist devrim ilk başlarda büyük bir zafer olarak görülse de halk bazında suç oranları tavan yapmıştır ve devlet ekonomik sistemi toparlamak için turizmi geliştirmek haricinde bir yol bulamamıştır. Bunun devamında Küba’dan diğer ülkelere büyük göçler yaşanmıştır. Sonuç olarak, sürdürülebilir bir sosyalist sistem için bir ekonomik eşitlik gerekmektedir ancak Dünya çapında bir tane bile bencil, narsist ve güç heveslisi insan olduğu sürece bu ideoloji pratikte mümkün değildir. Gerçeklikten uzak ve vaatleri bakımından aşırı derecede duygusal odaklı bir ideolojidir. Uygulanmaya çalıştığı taktirde her zaman milliyetçi kesimlere karşı kullandıkları faşist ve baskıcı kavramı, otorite tarafından trajikomik bir şekilde eşitliği sağlamak için mecburen var olacaktır. 

    Ayrıca Sosyalist ve Komünist ideolojiler getirmek istedikleri eşitlikle birlikte rekabet sistemini bitirmek istemektedir. Rekabet ise insanın evrimsel sürecinde etki eden en önemli faktörlerden biridir. Rekabet ortamı bitirilmek istendiğinde -ki bitirilemeyecek kadar ilerlemiş bir husustur- insan gelişimi duracaktır ve uzun vadede insan soyunun sonuna kadar ilerleyecektir. Bu söylemiş olduğum durum tabi ki gerçekleşmesi neredeyse imkansız bir durumdur çünkü daha önce belirttiğim gibi içgüdüsel olarak güçlenme ve elde etme hırsı olan insanlar toplumdan silinemeyecek kadar fazladır. Bu nedenle her sosyalist veya komünist sistem denemesinde bu kişiler yüzünden rejim bir noktada patlak verecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hakan Fidan'ın diğer AKP'lilerden farkı ne?

Seküler Türk Milliyetçiliği